Göbeklitepe, Şanlıurfa il merkezinin yaklaşık olarak 22 km kuzeydoğusunda, Örencik Köyü yakınlarında yer alan dünyanın bilinen en eski kült yapılar topluluğudur. Bu yapının merkezinde daha yüksek boyda iki dikili taş karşılıklı olarak yerleştirilmiştir. Bu dikili taşların çoğu üzerinde insan, el ve kol, çeşitli hayvan ve soyut semboller, kabartılarak veya oyularak betimlenmiştir.
Nasıl Keşfedildi
Yıl 1985, Mahmut Yıldız tarla sürerken bir heykel buluyor. Bulduğu heykeli Şanlıurfa Müzesine götürüyor. Müzedeki görevliler “Kireç taşıdır” diyerek oralı olmuyor ama yine de heykeli bir odaya koyuyorlar. O dönem çok fazla ilgi görmediği için değeri çok sonraları anlaşılıyor. 1995 yılında Şanlıurfa Müze Müdürlüğü tarafından başlatılan kazı çalışmaları, ilk başlarda sıradan kazılar gibi algılansa da zamanla tespit edilen önemli bulgular, insanlık tarihine yeni bir boyut kazandırıyor.
Göbekli Tepenin Gizemi?
Üst Üste dizilmiş taşlar ve dev sütunlardan oluşan Göbeklitepe, dini amaçlı yapılmış 20 adet “T” biçimindeki sütunlardan oluşuyor. Bu dev “T” şeklindeki sütunların boyutları 3 ila 6 metre arasında. Sütunlar üzerinde olan insan ve hayvan figürleri ile dikkat çekiyor. Göbeklitepe’deki taşların ve sütunların üzerinde akrep, tilki, boğa, yılan, yaban domuzu, aslan, turna ve yaban ördeği gibi hayvanların figürleri yer almakta. Bazı arkeologlara göre bu hayvan figürleri Göbeklitepeyi ziyarete gelen kabilelerin sembolleri olarak kabul ediyor.
Tarihte bilinen eski tapınaklardan birisi olan Göbeklitepe, avcı-toplayıcı insanların tarihinin ne kadar eskiye dayandığını ispatlar gibi. Ancak bizi merak ettiren kısmı avcı-toplayıcı insanların el arabası ve diğer inşaat malzemelerin olmadığı bu neolitik dönemde Göbeklitepe gibi bir tapınağı nasıl yaptıkları.
En Eski Yapıttan 7500 Yıl Daha Eski
Göbeklitepe bu zamana kadar bilinen ve keşfedilen eski yapıt. Göbeklitepe’nin keşfine kadar bilinen en eski tapınak Malta’da bulunuyordu ve bu tapınak 5000 yaşında olarak hesaplanmıştı. Göbeklitepe İngiltere’de bulunan Stonehenge’den 7000, Mısır piramitlerinden 7500 yıl daha yaşlı olduğu biliniyor.
Göbeklitepe’deki Buğday
Göbeklitepe’de yapılan kazılar sonucunda edilen bilgiler doğrultusunda önemli besin kaynağı olan buğdayın Göbeklitepe’de bir sürü farklı varyasyonu olduğu görülmekte. Bugün kullandığımız buğdayın atasının ilk olarak Göbeklitepe’nin eteklerinde yetiştiği ortaya çıkarıldı.
Müze Tadında Ziyaretçi Merkezi Göbeklitepe
Ziyaretçilere farklı bir deneyim yaşatmayı amaçlayan Ziyaretçi Merkezi, bir müze gibi tasarlandı. MÖ 13 bin yılında son buzul çağının etkisinin azalmasıyla yabani tahılların keşfinden arkeolojik çalışmaların tarihçesine, kazıda kullanılan aletlere ve video çekimlerine kadar çok geniş bir görsel malzeme sunuyor ziyaretçilere. Ziyaretçiler görerek, dokunarak, dinleyerek bölge hakkında fikir sahibi olabiliyor. Müzeyi gezdikten sonra gerçekten buranın tarihin sıfır noktası olduğunu daha iyi bir şekilde anlıyorsunuz.
Bir Yorum Yazın
Yorumlar