Malumunuz bilgi çağını çoktan geride bıraktık. Elle tutulur ansiklopedileri raftan kaldıralı zaten çok oldu, online ansiklopediler bile artık tarih oldu! Tecrübe çağı sahnede yerini aldı. Açıp sayfalarca ‘hakkında’ yazıları okumak, bilgiyi kaynağından almak değil, tecrübe edenin düşüncelerini paylaşmak herkese yeter oldu. Zaman koşmaya, dünya küçülmeye, teknoloji herkesi birbiriyle tanıştırmaya soyununca, gezgin fenomenler de seyahat hakkında tecrübelerini paylaşmanın en özendirici yolunu buldu. Hem de kendilerine özgü estetik bir dille ve hiçbir yerde bulunmayan harika çekimlerle! Kültür turu yapanlar, macera peşinde koşanlar, romantik balayının müptelası olup geri dönmekten vazgeçenler; hangisini isterseniz takibe alın, hem eğlenin hem de dünyayı dolaşın!
Şimdi gelin, bakanın aklını alan, muhakkak milyonlarca gözün hapsinde olan, coğrafyanın her köşesinden bir selam çakan gezgin fenomenlerimize bir göz atalım! Bu işi çoktan profesyonel alana taşıdıklarını da unutmayalım. Seyahat etmeye yeterince özenirsek, çantamızı takıp biz de yola koyulalım! Hayır, arkamızda kapı gibi Ligarba Turizm var; neden korkalım?
Yaygın olarak porte fotoğrafçılığı yapan esasen Amerikalı bir foto muhabir olan Steve McCury, orman derini gözlerinden ok gibi fırlayan bakışlarıyla herkesin dikkatini çeken Afgan Kız’ın fotoğrafıyla ünlendi. Coğrafyanın her köşesini gezip, farklı kültürlerin öykülerini, günlük yaşam rutinlerini, farklı ritüellerini, insanların yüzlerinden akan duygularını makinesiyle kayıt altına aldı. Ülkeden, şehirden, yaşamdan çok, tüm bunların içinde var olan; ayrı düşünüldüğünde çırılçıplak kalan insanları ölümsüzleştirdi. Farklı kültürlerle tanışmak isteyen, felsefelere ilgi duyan insanların gezgin ruhu oldu. Kendi fotoğrafçılık kimliğini oturtmak isteyenler için de harika bir örnek McCury; ilham olsun!
Kodak analog film üretimini sonlandıracağını duyurdu ve ürettiği son 36 pozluk filmi McCury’e verdi. Ustaya saygı temalı bir armağan alan McCury; dünya turunda tamamladığı pozlarından bir sergi açtı! İstanbul’da çektiği tek karelik fotoğrafında ise; Türkiye’nin asırlık çınarı, dünyaca ünlü nice ismi fotoğraflayan usta sanatçısı Ara Güler vardı!
İstanbul’da çektiği büyülü camii fotoğraflarını görenlerin imana geldiği söylenir. Sanatının başarısını, nasıl öveceğini şaşıran insanların abartılı söylemlerinden takip edebilirsiniz 🙂
https://www.instagram.com/stevemccurryofficial/
“İyi fotoğrafın kuralı yoktur, iyi fotoğraflar vardır” diyen Ansel Adams’ın desturuyla yaşayan, belli ki kadrajını normun uzağında, özgür ellerle tutan, farklı bir bakış açısı kazanmak için dünyanın dört bir tarafında etrafına sıkça bakan; sanatsever, dünya sever, seyahat sever bir sanatçı Mustafa Seven! Bir de foto muhabir. Fotoğrafları; Seven’in gözünün gördüğünün bir adım ötesinde, baharatladığı duygularının lezzetiyle algılayabilir, cansız fotoğraf karelerinin ardındaki dünya hakkında etraflıca fikir sahibi olabilirsiniz. Farklı tarzından, bakış açısından ilham alabilir, siz de seyahatinizi harika fotoğraflarla taçlandırabilirsiniz.
https://www.instagram.com/mustafaseven/
Sıradan görüntülere yeni bir bakış açısı kazandırarak yeniden var eden, doğanın şairi, belki de edebiyatçısı Mehmet Kırali. “Masallar hep kulaklarımdan sızıp hayal gücümü zorlar, bana lazım harika manzaralar.” diyenler takılsın Kırali’nın peşine, doysun manzaranın türlüsüne! Muazzam bir bakışla, doğa harikası yerler gezmiş belli ki Kırali; özellikle cansız birer karden ibaret olmasına rağmen, fotoğraflarının yaşıyormuş gibi görünmesi şaşkınlık verici! Doğanın hareketi, kültürlerin varlık biçimi, ülkelerin, şehirlerin mimarisi ve tabi ki doğanın mükemmel katılımıyla harika kompozisyonlar çıkmış ortaya! Mehmet Kırali’nın rotasını da, fotoğraf sanatını da takip edip, dünyayı gezin! Kırali’nin oldukça geniş fotoğraf kartelasıyla karşı karşıya kalınca duyacağınız hayranlık başınızı döndürebilir, aman dikkat edin!
https://www.instagram.com/civilking/
Oldukça farklılık gösteren karelerle buluşan, muhtemelen sanatsal çeşitlilikten yana olan, renklerin kullanımı konusunda uzman bir fotoğrafçıyla karşı karşıyayız! “Hepimiz aynı yere bakar, bazımız farklı görürüz!” diyenlerden olup bu sözün sağlamasını yapalım, Sefa Yamak’ın hayata nereden baktığını anlatan fotoğraflarına bakıp, dünyaya bakışımız için alternatif bir pencere kazanalım. Türkiye’nin çok çeşitliliğini, rengarenk kültürel mozaiğini, insanların yüzlerini kayıt altına almakla başlayan yolculuğu çok geçmeden dünyaya açılmış, Sefa Yamak elinde makinesi, coğrafyanın dört bir yanını ölümsüzleştirmeye koyulmuş. Hadi biz de gezelim, gördüğümüzü resmedip, kendi öykümüzü daha da öznelleştirelim. Tıpkı Sefa Yamak gibi! Ve sanatçımızın eserleri kadar sözlerine de kulak verelim; “Fotoğraf, dünyanın her köşesinde algılanan tek dildir.”
https://www.instagram.com/sefayamak/
“Sanki bir şey söylemek istiyor gibi, dili olsa da konuşsa!” fotoğraflarının sahibi, her kadrajın içine bir hikaye sıkıştırmanın da mucidi, yaşayan fotoğraflarıyla müstesna; İlkin Karacan’da sıra! Ülkemizden manzaraların özenle dizildiği hesabı muhakkak yakın takibe alınmalı. Dünyayı keşfetmeye, yakından başlamalı! “Burası da mı bizim memleket, neresiymiş ki hiç ne gördük ne duyduk?” deyip, önce yanı başınızdan seyahate başlayıp, müptelası olacağınız bir hikayenin özendiricisi Karacan! “Biz de bakıyoruz çıplak gözle doğaya, biz de gidiyoruz bazenleri sahile, çayıra, seviyoruz kız kulesinin manzarasında bir demleme çay, akşam vaktinde kimler köprünün ışıklarını seyre dalar?” deyip koyulun gezmeye, gerisi gelir nasılsa; Ligarba Turizm sizinle!
Bir Yorum Yazın
Yorumlar