Sömestr tatili çocuklar için “nihayet”, ebeveynler için “ne çabuk” sonuç olarak “tam da zamanında” başladı, son ders bittiğinde çalan zille kapılar iki hafta boyunca sürecek mola için sonuna dek açıldı. İlk dönemin sona ermesiyle birlikte tüm telaşlar da geride kaldı. “Adı tatil diye yan gelip yatmak olmaz, bol bol gezip eğlenmek için böyle fırsat kaçırılmaz” diyenler sözlerimiz size; ister çağın gelişkin oyun parklarında eğlenin, ister farklı kültürlerle tanışıp öğrenmeye devam edin ya da takın kolunuza çocuğunuzu haritadan bir yer seçin, 15 günlük geri sayım sizin için başladı. Göz açıp kapayıncaya kadar geçer, demedi demeyin!
Ailecek yapılacaklar listesi bir hayli kabarmışken, vakit de bu vakitken, hareketlenmek lazım dedik en güzel seyahat seçeneklerini sizler için derledik. Artık iş anne babalara kaldı madem, biz de bu zorlu yolculukta onları yalnız bırakmayalım dedik, Ligarba Turizm olarak birkaç rota belirledik. Tabi ki çocukların yanında yetişkinlerin de hoşça vakit geçirmesini istedik.
Madem yarıyıl tatili her yıl olduğu gibi kışın tam ortasında çıkageldi, kara hasret kalan çocuklar için şenlik vakti. Kar yağsa da tadına varamadan eriyip giden, araç trafiği, insan seli derken ezilip kirlenmeyen kara hasret kalan büyük şehirlerde yaşayanlar için 15 günlük bir tatil başladı. Uludağ’ın beyazında ister kızakla kayın ister boardlarınızı takıp eğitmenler eşliğinde güvenli bir deneyim yaşayın. Gündüzleri yağan lapa lapa kar altında arada bir kartopu savaşı yapmayı da unutmayın. Yorulursanız dev varillerin başında biraz ısının, bu arada sucuk ekmeğinizi soğutmadan birer yudum alın. Akşam olunca otel animatörleriyle eğlencenize hız kesmeden devam ederken ailecek unutulmaz bir hafta sonu kaçamağı için bu fırsatı kaçırmayın!
Binlerce yıllık bir medeniyeti açık hava müzesi misali farklı mimarisi eşliğinde gezmek isteyen, farklı kültürlerle tanışmak için “fırsat bu fırsat” diyen aileler; Türkiye’de böyle doğa güzeli, kültür mozaiği, maceranın en merkezi dururken uzaklara bakmaya gerek var mı? Çiçeği burnunda, karnesi kolunda çocuğunuzu alın, mağara otellerinden birinde eşsiz bir deneyim yaşamaya hazırlanın. Peribacalarının doğal oluşumlar olduğunu anlattığınızda çocuklarınızın çıplak gözlerindeki şaşkınlığı seyre dalın. Eğitim öğretimi kitaplardan, çocuğunuzu dört duvardan çıkarıp tarihin satır aralarında gezmeye çıkarın. İnsanların binlerce yıl önce bu bölgede yaşamaya başladığını antik kalıntılar eşliğinde anlatın. Gün henüz ağarmadan balon sefasını yakalayıp peri bacalarını kuş bakışı görme fırsatı yakalarsanız, çocuğunuzun zihnine bu unutulmaz anıyı mühürlemiş olursunuz, unutmayın.
Kartpostalları kıskandıran manzaralar huzurunda, göl kenarının, gür ormanların, yemyeşil ağaçların huzurlu doğasında; ailecek organik ürünlerle bezenmiş ziyafet sofranızda; lezzetine doyulmaz bir kahvaltıyla başlayın güne. Şehrin gürültüsünden, sonu görünmeyen yapılacaklar listesinden, okuldan, işten, kalabalıktan çok uzakta çekirdek ailenizle baş başa kalıp bir güzel hasret giderin, temiz hava, bol oksijen, masmavi gökyüzü detaylarının da keyfinizi tazelemesini tabi ki bekleyin. Karnınız tok, sırtınız pekse bir yandan dağ yürüyüşü yapıp doğanın derinlerine dalmaya, bu sırada açık hava okulunda bitkinin de hayvanın da bin bir çeşidiyle yakınlaşmaya ve dolayısıyla ardı kesilmeyen soruları yanıtlamaya hazır olun. Çocuğunuzun atlara ve biniciliğe merakı varsa, yörede bulunan çiftlikleri ziyaret ederek harika bir deneyim yaşayabilirsiniz.
Bir felaketin bunca güzelliğe yol açtığını, heyelanın büyüleyici gölcüklerin oluşmasını sağladığını öğrenen çocuklarınız hayata pozitif gözlerle bakmak, daha dayanıklı ve mücadeleci olmakla ilgili bir anlam çıkarmazlar mı dersiniz. Bu dönem varsın karnelerinde kırık olsun, notlarında zayıf bulunsun; “dünyanın sonu değil” demek doğru olmaz mı? Yedigöller Türkiye’nin en renkli, yeşili, sarısı, turuncusu ile en eşsiz manzaralarından birine ev sahipliği yapıyor. Çocuklarınızı doğanın direk göbeğine sokmak, saklı güzelliklerle tanıştırmak, çeşitli kuş türlerini keşfetmesini ve kendini doğanın bir parçası hissetmesini sağlamak için çadırınızı da alıp gelin. Belki ailecek bir çılgınlık yapmak, gecenizi bu muhteşem 7 gölün kıyısında geçirmek istersiniz. Çadırınızı ailecek kurar, birlikte olmanın tadını çıkarırsınız, belli mi olur? siz bu sömestr tatilinde Ligarba Turizme güvenin, bizce bir deneyin.
Çocuklarımıza biraz da antik kültürleri tanıtalım, kışı görece daha az sert yaşayan bir bölgeye yolculuk edip fırsattan istifade biraz ısınalım. İzmir’in Selçuk ilçesinde bulunan, bugün Türkiye sınırları dahilinde konumlansa da geçmişte bir Roma kenti olan, antik Yunan hakkında haddinden fazla bilgi veren bir bölgede sıra; Efes. UNESCO tarafından dünya mirasları listesine alındığını bilmek, koruma altında olan bir yapının varlığına yetişebilmek, bugüne değin uzanan yapılardan geçmişe dair bilgiler edinebilmek hem sizin hem de çocuğunuzun bir hayli hoşuna gidecek. Neolitik, Helenistik ve Roma dönemine ait izler taşıyan antik bölge içinde bulunan; Artemis Tapınağı, Halen girişinde görevli eskiçağ filozoflarının heykelleriyle anlatacakları olan Celsus Kütüphanesi, Hristiyanların kutsal ziyaretlerine ev sahipliği yapan Meryem Ana Evi önemli ziyaret noktalarındandır. Dünyanın Efes dışında 33 kentinde daha kendilerinde olduğu iddia edilen Yedi Uyurlar da Efes bölgesinde bulunmaktadır. Gördüğünüz üzere Efes oldukça keyifli ve doyumlu bir seyahat planı vadetse de seçim son kertede size kalıyor.
Kış tatiline uyan ve her yaştan çocuğa hitap eden, kolayca karar verilip üç beş gün dahi olsa kolayca gidilebilen birkaç öneriyi sizler için derledik. “Biz Ligarba Turizm olarak her zaman yanınızdayız” demeyi de keyifli tatiller dilemeyi de ihmal etmek istemedik.
Bir Yorum Yazın
Yorumlar