Seyahati tutku derecesinde seven ancak yeterli vakti, belki nakdi de olmayanlardansanız sizi komşunun Osmanlı izleriyle dopdolu şehri Kavala’ya alalım.İstanbul’dan 450 kilometre uzaklıkta olan şehre özel aracınız veya otobüsle yaklaşık 5-6 saatte ulaşabilirsiniz.1387 yılından 1912 yılına kadar Osmanlı egemenliğindeki Kavala’yı gezerken Osmanlı’nın da izini sürmüş olacaksınız.
Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılan su kemeri buranın en görkemli yapılarından biri… 16.yüzyılın ortalarında yapılan su kemeri inşası ile şehrin gelişmesine önemli katkıda bulunulmuş. Zamanında bütün şehrin su ihtiyacını karşılayan kemerin altından günümüzde İstanbul Saraçhane’deki Bozdoğan Kemeri gibi otomobiller geçiyor. Anlatılanlara göre, Yunanistan’da çok izlenen Muhteşem Süleyman dizisiyle bu tarihi eserin popülerliği artmış. Hatta Yunanistan’ın başka şehirlerinden özellikle su kemerini görmek için Kavala’ya gelen önemli sayıda yerli turist varmış.
Bol yokuşlu Panagia yani eski şehir bölümünü mutlaka gezin. Ayağınızda da en rahat spor ayakkabılarınız olsun. Panagia tepesindeki Bizans kalesi Osmanlı döneminde genişletilmiş. Şehir Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın doğum yeri.
Panagia bölgesindeki Osmanlı döneminde Kavalalı Mehmet Ali Paşa tarafından kullanılan, 18 kubbeli tipik bir Osmanlı yapısı olan İmaret yani düşkünler evi Mısırlılar tarafından satın alınmış, lüks bir otel olarak işletiliyor. Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın evi ve heykeli şehrin tepesinde yer alıyor. Osmanlı’nın Mısır Valisi olan Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Osmanlı’ya ihanet ederek, kendi hükümdarlığını kurdu. 1769 yılında bu şehirde doğan Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın evi Mısır hükümetinin mülkü ve müze olarak kullanılıyor.
1530 yılında İbrahim Paşa adına Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılan caminin 1926’da minaresi kısaltılıp, çan kulesine dönüştürülüp, mozaik de eklenerek kiliseye dönüştürülmüş, şimdiki adı ise Aziz Nikolai Kilisesi.
Panagia’da yürürken birbirinden şirin, rengarenk Osmanlı ve eski Yunan mimarisinin izlerini taşıyan evler göreceksiniz.
Şehrin 15 kilometre kadar dışındaki, Unesco tarafından korumaya alınan Flippi antik kenti mutlaka görülmeli. Yunanistan’ın en önemli tarihi yerlerinden sayılan antik kentte, M.Ö. 356 yılında 2. Philip tarafından kentin yeniden kuruluş yıllarına kadar uzanan tarihi eserler bulunuyor. Kentin amfi tiyatrosunda yaz mevsiminde çeşitli tiyatro eserleri oynanıyor ve konserler veriliyor.
Yunanistan’ın şirin sahil şehri Kavala’nın pudra şekerli, kıtır kıtır kurabiyesi çok meşhur. En bilineni bademli çeşidi, portakallı, uzo ve üzümlü, çilek ve çikolatalı, muz ve çikolatalı, bal ve cevizli, brendi ve üzümlü, çikolata ve bademli limon ve damla sakızlı çeşitleri var. Fiyatları 5-6 Euro arasında değişen kurabiyeleri birçok mağazada almadan önce tadıp, seçebiliyorsunuz.
Kavala şehrinin her yerinde Osmanlı izleri var. Her gittiğiniz yerde Türkçe yazılar görüp, kökleri ülkemize uzanan, mükemmel Türkçe konuşan Kavalalılar ile karşılaşacaksınız. Örneğin Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın evine doğru tırmanırken karşınıza çıkacak Iosifidis adlı mağazanın önünde Türkçe olarak “En ünlü, en gerçek Kavala Kurabiyesi Iosifidis’de” yazısı yer alıyor. Mağazanın sahibi Maki, mübadele ile Kapadokya’dan gelen bir ailenin torunu. Kurabiye tarifini de büyükannesinden almış.
Kavala’nın Kalamar Dolması, Ahtapot Tava, Közde Patlıcan, Midyeli Pilav, Fava gibi deniz ürünleri ve zeytinyağlı yemekleri çok lezzetli. Liman boyunca sıralanmış lokantalardan birini seçebilirsiniz. Benim tercihim ise sık sık gittiğim bu şehirde, Orea Mitillini (Güzel Midilli) restoranı oluyor. Türkçe bilen garsonlarının oluşu da bu restoranı cazip kılıyor.
Türk turistlerin çok gittikleri bu şirin şehirde üzücü olan ise “Kıbrıs-Unutma” yazan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kanlı olarak gösteren harita. Gerçi Yunanlı rehberimiz bu haritayı Türk düşmanlığı değil de, savaş karşıtlığı olarak düşünmemiz gerektiğini söyledi. Aktardığına göre, şehrin birkaç yerinde karşımıza çıkan bu harita bir daha böyle olayların yaşanmaması dileğiyle yapılmış. Ama çıkış noktası ne olursa olsun geçmişteki husumetleri kaşımanın kimseye bir faydası olmayacağı çok açık. Kavala belediyesinin bunu tekrar düşünmesinde yarar var.
Akdeniz iklimine sahip şehir, hemen karşısındaki Taşoz Adası ile de özellikle yazları turist çekiyor. Kavala’da yüzme sezonu Mayıs ayında başlayıp, Ekim ayına kadar uzanıyor. Kışın ise ılıman havasıyla ziyaretçilerini karşılıyor. Ben bu şehri yazın sıcağı ve kalabalığında değil de, sonbahar ve kışları daha çok seviyorum. Tabi tercih sizin…
Yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgi gösterdiği Filippi-Thassos Festivali ise Temmuz-Eylül ayları arasında yapılıyor.
Bir Yorum Yazın
Yorumlar